Kitabın Adı Neden Yaşama Sancısı?
Kitabın adı kendiliğinden ortaya çıktı. Öykülerimi yazarken kahramanlarımın, yaşamın sancısını derinden hisseden karakterler olduğunu fark ettim. Çoğunluğun yaşadığı ama bir şekilde uzaklaşmaya, uyuşturmaya ya da duymamaya çalıştığı bir sancıydı bu.
Öykülerinizde neler var? Neleri konu edindiniz?
Kitabımda toplam on üç öykü var. Yaşadığımız coğrafyanın kadına bakışından okuyan insanın git gide cahilleşen topluma yabancılaşmasına, doğa talanına; kapitalizmin insan ömrünü çalan vahşi yanına, bir çocuğun dünyaya bakışından yaşlı insanların hayata tutunma çabalarına; üniversitede cemaat eline düşen bir gencin özgürleşme çabasından batıl inançlara, günümüz dünyasında sosyal medyanın insanların hayatına nasıl etki ettiğine kadar bir çok konuda öykülerim var.
Kitabın kapak görselinde bir kadının başka eller tarafından kuşatıldığını görüyoruz? Burada bize ne anlatmaya çalıştınız?
Öncelikle kitabım sadece kadın karakterlerden oluşmuyor. Fakat ülkemizde kadının yaşadığı buhranı, kuşatılmışlığı, korkuyu, boğulmuşluğu anlatan bir görsel olmasından dolayı etkileyici geldi bana.
Daha önce yayımlanmış kitaplarınız var mı?
Evet, var. 2009’da Art Shop Yayınları’ndan çıkan Denizin Üvey Kızı adlı şiir kitabımla, 2012’de Siyah-Beyaz Yayınevi tarafından basılan Hayalbaz adlı şiir kitabım var.
Mesleğinizin ya da okuduğunuz bölümün yazma yeteneğinize bir katkısı oldu mu?
İki üniversite bitirdim. İlk okuduğum, Ege Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı bölümü oldu. Bilgisayarın bir ve sıfırlardan oluşan mekanik dünyası edebiyatı seven bir insan için fazlasıyla sıkıcıydı. Programlama kitapları üzerine şiir yazarken istediğimin edebiyat olduğuna karar verdim. Sonrasında Eskişehir Anadolu Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. Salt edebiyat okumanın yazmaya bir faydası yok ama sevdiğim bir alanı okumak, edebiyatın içinde olmak yazma şevkimi arttırdı. Öğretmen olmak ise coşkumu, heyecanımı, çocuk yanımı, hayal gücümü koruyor. Kendimde olanı öğrencilerimle paylaşmak, onlara edebiyat zevki ve inceliği vermek beni mutlu ediyor. Onların tertemiz dünyasından ve hayal gücünden çok şey öğreniyorum.
Şiirden sonra neden öyküye geçiş yaptınız?
Anlatacak öykülerim birikmişti ve anlatılacak öyküler dolanıyordu etrafımda. Onları ölümsüzleştirmek, geleceğe bırakmak istiyordum. Asiye’nin Hüznü ile başladım devamı çorap söküğü gibi geldi.
Yaşama Sancısı adlı öykü kitabını neden kendinize ithaf ettiniz?
Çünkü hayata değer katmaya çalışan, bir güzellik için emek veren kadınların ne koşullarda ürettiklerine şahit olunsun istedim.
Aşağıda “Kendime İthaf” yazımda bunu anlattım.
Kendime İthaf
“Neyim ben?” diye kendime sorduğum zamanlarda parça parça dağıldığımı düşünürdüm. İdealist bir öğretmen, iki kız çocuğu annesi, eş, dost, arkadaş , ev kadını ve en önemlisi okumaya yazmaya çalışan yanımla bir bütün olduğumu anladım sonra.
Bir yandan yaşamın gerçekliğiyle savaşırken bir yandan da yonta yonta çıkardığım öykülerimi; çile denen çöze çöze kendimi ördüğüm acılara, ruhsal yalnızlığıma, sığındığım düşlerime , Amazon kadın yanıma, anadilime ve edebiyata olan tutkuma borçluyum.
Öykülerimde ; eve girdiğimde çantayı savurup üstümü çıkarmadan aceleyle yemek yaparken yaktığım elimle tuttuğum kalemin külü var. Satır aralarında, yazmaya vakit kalsın diye hızla bulaşık yıkarken kestiğim parmağımın izi var.
Kah ders aralarında nöbet tutarken çocuk sesleri, kah boş saatlerimde öğretmenler odası sohbetlerine kulak verirken yazdığım okul duvarları var. İş çıkışları kaçtığım kafelerde, yazarken içtiğim çay tadı, kahve acısı var.
Otobüsün, minibüsün, akbil sesinin , kalabalığın, itiş kakışın, topuklu ayakkabılarımla bir köşede ayakta durmaya çalışarak telefona yazdığım günlerin hatırı var.
Hava almak için çıktığım yangın merdiveni şahittir ki yeri geldi titreyen parmaklarımla tuttum kalemi. Göğe yaslanıp türkü söylerken hayal ettim kahramanlarımı. Benden parçalar dağıttım, kalbimden üfledim onlara… Kağıda dökemediğim zamanlar zihnimin içinde huzursuzca dolandılar. Uyutmadılar beni. Yanı başımdaki deftere, yarı uykulu yazdığım zamanlar oldu.
Kitabın yazım sürecinde fazlasını gören gözlerime, derinden hisseden kalbime, içimde taptaze duran çocukluğuma, bana kattıkları için hayata sonsuz teşekkürlerimle…
Denizin Üvey Kızı ve Hayalbaz şiir kitaplarımdan sonra Yaşama Sancısı kitabımın okuyan herkesin gönlünde, zihninde izler bırakması dileğimle….
Fatma KOŞUBAŞI
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Bu Habere Hen?z Yorum Yap?lmam??..!